22:09

Kırmızı Masalıyla Uykuya Dal

by Yogaesin Yoga

Rated
4.4
Type
guided
Activity
Meditation
Suitable for
Everyone
Plays
755

"Kırmızı" masalını bu kadife sesten dinleyerek kendinizi uykunun kollarına bırakın. Özel olarak bir şey yapmadan, sese kulak verip duyduklarınızın zihninizde canlanmasına müsade edin. Bırakın masalın sahneleri tüm karakteriyle, renkleriyle, sesleriyle canlanırken bedeniniz kendiliğinden uykuya hazırlansın.

SleepStoryArchetypesFearWisdomSymbolsSelf DiscoveryTransformationDecision MakingIntuitionObstaclesSupportRelaxationMindBodyArchetype ExplorationFacing FearsInner WisdomSymbolicFire TransformationTrusting IntuitionOvercoming ObstaclesWomen Support

Transcript

Cudit Malika Lieberman'ın Masallarla Yola Çık adlı kitabından.

Kırmızı Başka günlerden farklı olmayan bir günde,

Başka köylerden farklı olmayan bir köyde,

Başka annelerden farklı olmayan bir anne kızını çağırır.

Kızım,

Vakti geldi.

Artık ormana gitmenin vaktidir.

Bugün büyükanneyle tanışıp ona ilk armağanını götüreceksin.

O hepimizin annesidir.

Köydeki bütün kadınlar onu tanır.

Yabani otları bilir.

Eski sözleri bilir.

Ağaçların dilini konuşur ve bizi korur.

Bohçanı hazırladım.

Şimdi sözlerimi iyi dinle.

Ormana vardığında bir yol ayrımına gelirsin.

Bir taraftaki yol ormanın etrafından dolaşır.

Öbürü ormanın kalbine gider.

İlki aydınlıktır.

Çim ve kır çiçekleriyle süslü.

İkincisi ise karanlık.

Sakın korkma.

İkinci yolu seç.

Tek gerçek yol ormanın kalbine giden yoldur.

Sonra beyaz kayın ağaçlarına geleceksin.

Orada seslenirsin.

Büyükanne,

Annemin kızıyım.

Annemin annesisin.

Bizi koruyorsun.

Beni tanıyorsun.

Aç kapını.

O zaman evi belirir.

Hadi kızım gecikme.

Ormandayken oyalanma.

Kimseyle konuşma.

Çabuk git.

Seni bekleyeceğim.

Bir de al.

Yeşil pelerinimi giy.

Ormanda seni korur.

Gerek yok anne.

Benim kırmızı pelerinim var zaten.

Diye cevapladı kırmızı.

İsmi Angeleydi.

Ama köyde herkes pelerininin renginden dolayı ona kırmızı derdi.

Annesinin uzattığı bohçasını aldı ve orman yoluna koyuldu.

Orman köyden uzak değildi.

Ama köydeki çocukların ona yaklaşması bile yasaktı.

O nedenle ormanın eşiğine geldiğinde biraz ürktü kırmızı.

Girmeden içeriye baktı.

Ağaçların arasına giren güneş ışığı karanlığı oklarıyla delerek yere altın renkli aydınlık noktalar saçıyordu.

Belki de orman zannettiği kadar korkutucu bir yer değildi.

Kırmızı ağaçların arasında yürümeye başladı.

Ormanda sesler daha boğuk,

Kokular daha keskindi.

Çok geçmeden yol ayrımına geldi.

Yollardan bir tanesi çimden bir halıyla kaplı gibiydi.

Öbür yol ise karanlıktı.

İçeriden ağır bir koku yayılıyordu.

Derin sessizliğin içinden sanki binlerce tehditkar göz kırmızıya bakıyordu.

Kırmızı sesli yutkundu.

Annesinin yol tarifini yanlış mı anlamıştı acaba?

Başka bir yol ayrımından bahsetmiş olabilir miydi?

Tam da o anda derinlerden gelen bir ses duydu.

İçindeki şüpheci düşüncelerini taklit ediyor gibiydi.

Acaba karanlık yolu mu seçsen,

Yoksa aydınlık yolu mu?

Ve birden kapkara,

Güçlü,

Tüylü,

Gizemli,

Büyüleyici bir kurt beliriverdi.

Nereye gidiyorsun?

Neyse canım,

Nereye gidiyorsan git de,

Aydınlık yoldan gitmeni tavsiye ederim.

Bazı yollar senin gibi küçükler için fazla karanlıktır.

Annem bana tembih etti.

Korkmadan karanlık yoldan gitmem lazım.

Çünkü ormanın kalbinde yaşayan büyükanneye gidiyorum.

Aman,

Anneler de her şeyi abartıyorlar.

Ha aydınlık,

Ha karanlık.

Ormanda bütün yollar aynı yere varır zaten.

Emin misiniz?

Bu orman benim.

Onu benim kadar iyi tanıyan kimse yok.

Ayrıca büyükannen ormanda yaşamıyor.

Ormanın kalbinde sadece beyaz kayın ağaçları var.

Ev yok.

Bağırmak için özel bir söz öğretti ama.

Büyükanne,

Annemin kızıyım,

Annemin annesisin.

Bizi koruyorsun,

Beni tanıyorsun.

Aç kapını deyince evi beliriyormuş.

İlginç,

Diye mırıldandı kurt.

Her neyse,

Dediğim gibi ormanda bütün yollar aynı yere varır.

Bence çiçek toplaya toplaya da gidebilirsin büyükanneni görmeye.

Çiçek sever mi büyükannen?

Bu son sözü kırmızıyı ikna etmeye yetmişti.

Sonuçta annesi bile buna itiraz edemezdi.

Yeni tanışacağı bir insana çiçek götürmek son derece kibar bir hareketti ve annesi de bunu isterdi.

Rahat rahat çiçek toplayarak yola koyuldu.

Kurt da hemen rüzgardan hızlı,

Karanlık ama kısa yoldan ormanın kalbine ulaştı.

Beyaz kayın ağaçlarının arasından seslendi.

Büyükanne,

Annemin kızıyım,

Annemin annesisin.

Bizi koruyorsun,

Beni tanıyorsun.

Aç kapını.

Ve bacası tüten,

Çatısı saman,

Kapısı açık,

Küçük bir ev belirdi.

Kurt içeriye koşup büyükanneyi yakalayıp yarısını yedi.

Evet,

Sadece yarısını.

Bizim kurdumuz aç ama o burada değil.

Öteki yarısının etini tuzla,

Kanını şişede sakladı ve büyükannenin giysilerini giyip yatağa girerek kırmızıyı beklemeye başladı.

Çok geçmeden kırmızı şarkı söyleye söyleye,

Kolları kır çiçekleriyle dolu beyaz kayın ağaçlarının olduğu yere vardı.

Karşısında bacası tüten,

Çatısı saman,

Kapısı açık büyükannenin evini görünce şaşırdı.

Yine de annesine verdiği sözü tutmak için seslendi.

Büyükanne,

Annemin kızıyım,

Annemin annesisin.

Bizi koruyorsun,

Beni tanıyorsun.

Aç kapını.

İçeriden,

''Kör müsün?

Kapının açık olduğunu görmüyor musun?

'' diye bir ses gelince biraz korktu.

Ama ardından,

''Yavrum,

Canım,

Oy kurban olurum ne tatlı bir çocuk bu.

'' diyen sevgi sözcüklerini duyunca rahatlayıp içeri girdi.

Girer girmez et kokusu alıp acıktığını fark etti.

Yatakta yatan büyükanneden biraz yemek istedi.

''Al çocuğum,

Tuzda et var,

Şişede kan var.

Ye iç,

Sonra yatağa gelirsin.

'' Kırmızı oturup yemeye içmeye başladı.

Köpek koşarak eve girdi.

Kırmızı,

Büyükanneni yiyor,

Kanını içiyorsun.

Büyükanne,

Ne demek istiyor bu köpek?

Seni yediğimi,

Seni içtiğimi söylüyor.

''Aman,

Sen ne diye köpeğin lafını dinliyorsun ki?

Saçmalık işte,

Hadi sen de yatağa gel.

'' ''Yok,

Hala açım büyükanne.

'' Kırmızı yemeye devam etti.

Bu sefer pencerede kedi belirdi.

Kırmızı,

Büyükanneni yiyor,

Kanını içiyorsun.

Büyükanne,

Ne demek istiyor bu kedi?

Seni yediğimi,

Seni içtiğimi söylüyor.

''Aman,

Sen ne diye köpeğin lafını dinliyorsun ki?

Saçmalık işte,

Hadi gel yatağa.

'' ''Yok,

Hala açım büyükanne.

'' Kırmızı yemeye devam etti.

Biraz sonra horoz uçarak eve girdi.

Kırmızı,

Büyükanneni yiyor,

Kanını içiyorsun.

Büyükanne,

Ne demek istiyor bu horoz?

Seni yediğimi,

Seni içtiğimi söylüyor.

''Aman,

Şimdi de horozu mu dinliyorsun?

Hadi gel artık yatağa.

'' Kırmızı yatağa yaklaşınca içinde garip bir tereddüt hissetmeye başladı.

''Büyükanne,

Yatağa nasıl geleyim ki?

Ayakkabılarım var.

'' ''Ateşe at ayakkabılarını,

Artık ihtiyacın olmayacak.

'' Ve kırmızı ayakkabıları yaktı.

''Büyükanne,

Yatağa nasıl geleyim ki?

Pelerin var üstümde.

'' ''Ateşe at pelerini,

Artık ihtiyacın olmayacak.

'' Ve kırmızı pelerini yaktı.

''Büyükanne,

Yatağa nasıl geleyim ki?

Elbise var üstümde.

'' ''Ateşe at elbiseni,

Artık ihtiyacın olmayacak.

'' Ve kırmızı elbisesini de yakıp yatağa girdi.

Yatak çok sıcaktı,

Kırmızı yanıyor gibiydi.

Büyükanneye baktı,

Yakından çok farklı görünüyordu.

Yorganın altında bacaklarının kıllarını hissedebiliyordu ve gözlük camlarının ardındaki gözleri sarı ve yüz yuvarlaktı.

''Büyükanne,

Gözlerin neden bu kadar büyük?

'' ''Hımm,

Seni daha iyi görebilmek için yavrum.

'' ''Büyükanne,

Kulakların neden bu kadar büyük?

'' ''Seni daha iyi duyabilmek için yavrum.

'' ''Büyükanne,

Evet.

'' ''Büyükanne,

Çişim geldi.

'' ''Hıh,

Yatak da yap çocuğum.

'' ''Ay yok büyükanne,

Utanırım.

Dışarıda yapıp geleyim.

'' O zaman kurt,

Kırmızının ayak bileğine ip bağlayıp,

Öteki ucunu da elinde tutarak,

''Kaybolma diye.

'' dedi.

Ama kırmızı evden çıkar çıkmaz ipi çözüp koşmaya başladı.

Kurdu tanımıştı.

Koş,

Dallar saçlarına takılıyor.

Dikenler kollarını çiziyor.

Gözlerin görmüyor ama koş kırmızı koş.

Ayakların köklere takılıyor.

Düşüyorsun.

Kalk,

Durma.

Durmadan koş kırmızı koş.

Ormanın ucuna kadar koştu kırmızı ve nehre geldi.

Geniş,

Uzun,

Geçit vermez nehir.

Ormanın içinde onu hapseden nehir.

Kurttan nasıl kurtulacaktı şimdi?

Kırmızıyı nehir kenarında bırakalım,

Kurttan haber verelim.

Kurt yatakta bekledi,

Bekledi.

Ama sonunda çekti ipi.

Öteki ucu boştu.

Aha,

Benim ormanımda benden kaçmaya mı çalışıyorsun ufaklık?

Ne mümkün.

Bu toprak benim.

İçinde gezen her şey benim.

Yakalarım seni,

Diyerek koşmaya başladı.

Kurdun önündeki ağaçlar çekilip ona yol verdi ve kırmızının izini bulup nehre doğru yaklaştı.

O ara kırmızı nehrin ilerisinde kadın sesleri duydu.

Onlara doğru koşarak her biri nehrin ayrı yakasında çamaşır yıkayan iki kadına rastladı.

Ablalar,

Yardıma gelin.

Peşimden bir kurt geliyor.

Nehri geçemezsen beni yakalar.

Kadınlardan biri,

Tabii yardım ederiz kızım,

Diyerek yıkadığı beyaz çarşafın bir ucunu öteki taraftaki kadına attı.

Kadınlar çarşafın her iki tarafını tutup gererek nehrin üstünde beyaz pamuktan bir köprü yaptılar.

Kırmızı koşarak çarşafın üstünden nehrin öteki tarafına geçti.

Daha yeni kaçmıştı ki kurt geldi.

Kadınlara kırmızıyı sordu.

Evet,

Gördük.

Küçük kız daha yeni buradaydı.

Onu öteki tarafa çarşafımızın üstünde geçirdik.

Onu bulmam çok önemli.

Bana da nehri geçmek için yardım eder misiniz?

Kadınlar yine beyaz çarşafı nehrin üstünde gerdiler ve kurt koşarak geçmeye başladı.

Tam nehrin ortasındayken,

Kadınların tuttukları çarşafı bırakmasıyla kurt,

Çarşafla birlikte nehre düşüp boğuldu.

Bu kurt gitti ama tabii bu dünyada kurtlar çok.

Ormanın kalbine direkt giden yolu seç.

Korkunun karanlık ormanının kalbinde bir ev var.

Çatısı saman,

Bacası tüten ve camından hafif loş bir ışığın yansıdığı küçük bir ev.

İstikametimiz bu ev.

O evde yaşayan bir büyükanne var.

Toprakana arketipini temsil ediyor.

Köklendiren,

Besleyen,

Koruyan ve iç bilgeliğinizin bekçisi olan,

Gölgenin dünyasıyla barışık.

Ne karanlığı yok etmeye çalışıyor,

Ne de çok fazla etkisinde kalıyor.

Senin olgun,

Emin,

Topraksever özünü temsil ediyor.

Bu masalda kırmızı,

Kendisinin bu yönünü tanıyabilmek için bir olgunlaşma yolculuğuna çıkıyor.

Annesi onu uyarıyor.

Eve ulaşmak için direkt giden yolu seçmelisin.

Korkularınla yüzleşmelisin.

Ormanın kalbine direkt giden yolu seç.

Karar mekanı olan yol ayrımına geldiğinde,

Kırmızı hangi yolu seçmesi gerektiğini biliyor ama korkuyor.

Daha az ürkütücü,

Daha aydınlık olan uzun yolu,

Kolay yolu seçmek,

Uzlaşmak istiyor.

Görünüşe göre iki yol da aynı yere gidiyor.

Ama kırmızı,

Oraya ulaştığında toprak ana yerine kurtla karşılaşacak.

Büyümek için korkularınla yüzleşmek zorundasın.

Ormana direkt giden yolu seçmemekle,

Kırmızı meseleyi sadece ertelemiş oluyor.

Sonunda evin içindeki tehlikeyle yüzleşmek zorunda kalıp,

Toprak anayla buluşmaktan mahrum kalıyor.

Ama yine de büyükanneyi yeme şansı yakalayarak,

Toprak ananın bilgeliğiyle bütünleşmiş oluyor.

Ayrıca giysilerini yakarak ateş gücüyle bir dönüşüme uğruyor.

Bu yolla toplum içinde takındığı kişilik ve maskelerinden vazgeçiyor.

Gerçek benliğini,

Özünü keşfediyor.

Bunu yapmak ona kendinden emin büyüyebilmesi için gerekli olan bilgeliği sağlıyor.

İç güdülerine güvenmeyi,

Sorular sormayı,

Tehlikeyi tanımayı,

Kaçmayı,

Ormanda yolunu bulmayı,

Rehber kadınlardan yardım istemeyi ve kendini kurtarmayı öğretiyor.

İş hayal ettiğimiz hayata ulaşmak için karar vermeye gelince,

Her birimiz zaman zaman kırmızı gibi olabiliriz.

Önümüzde iki yol var ve ikisi de aynı yere ulaşıyor gibi.

Biri direkt oraya gidiyor,

Yolculuk bugün,

Hemen,

Şimdi başlıyor.

O yolu seçmek demek,

Risk almak,

Öbür sapaklara hayır demek ve uzlaşmaya yanaşmamak demek.

O yolu seçmek demek,

Arzuladığın şeye hemen yönelmek demek.

Kendine hangi yolun arzuladığın şeye direkt gittiğini sorarsan,

Cevabı bildiğini göreceksin.

Sen bu yolu biliyorsun,

Hızlı değişim yaratan ama aynı zamanda korkutan,

Güvensiz hissettiren.

Tam bu yola çıkmak üzereyken diğerini fark ediyorsun.

O yol daha uzun olabilir ama daha aydınlık gibi,

Daha az riskli.

Hem yolda toplayabileceğin şu muhteşem çiçeklere bir bak.

Buradaki çiçekler yolun sana sunduğu ikincil yarar sağlayan herhangi bir şeyi temsil edebilir.

Para,

Bağlantı,

Zaman.

Bir örnek,

Yeşim tek tutkusu seramikçilik olan bir kadın.

En direkt yol olan banka müdürlüğünden istifa edip birikimiyle bir seramik atölyesi açmak yerine haftada iki saat bir seramik atölyesinde hobi olarak seramik yapmaya karar verip yeteneğinin farkına varılmasını bekler.

Şansını sonra deneyeceğini söyler.

İşte bu uzun yolu seçmektir.

Yol ayrımına geldiğinde içindeki kurda kulak asma.

Seni uzun ve kolay yola yöneltmeye çalışır.

Kendine güven,

Hayatın kenarında beklemenin bir anlamı yok.

Zannettiğinden güçlüsün.

Ormana dal,

Kısa yolu seç.

İçinde olduğunu bilmediğin gücü o yolda keşfedeceksin.

Toprak ana seni yolun ucunda bekliyor.

Yürü.

Hayata uygula,

Kendine sor.

Aşağıdaki soruları içinden geldiği gibi yanıtlamak için kendine 15 dakika ver.

Yazarken durma,

Düzeltme,

Üzerinde fazla düşünme.

Bırak elin kalemi takip etsin,

Kalem sayfayı dinlesin.

Hedefine giden kısa ama ürkütücü yol hangisi?

Neye sebep olur?

Hangi korkuları ateşler?

Uzun olan yol nasıl görünüyor?

Bu yolun sana sağladığı ikinci yararlar neler?

Oynama zamanı.

Toprak ana ile tanış.

Kendine bir toprak ana bebeği yap.

Yandaki modeli kullanarak iki parça kumaş kes.

Kumaşları birbirine dik,

Kol altlarına çift dikiş atıp başını doldurmak üzere açık bırak.

Bir kalem yardımıyla kumaşı ters yüz et ve içini tuzla doldur.

Başı dikerken saç yapmak için iplik kullanabilirsin.

Korku ve belirsizlik anlarında rahatlamak için bu bebeği kullan.

Toprak ana seni koruyacak.

Sana özgüven,

Yiyecek ve bolluk verecek.

Tuz kristalleri korktuğunda enerjini dengelemen için sana yardımcı olacak.

Bebeği kalbinin üzerine ya da karnına koyabilirsin.

Ormana girip yol ayrımına geldik.

Önümüze iki yol açılır ve sonra kurt gelir.

Yolumuzu seçmek yolculuğumuzun bir parçası.

Kurtla karşılaşmak da öyle.

Hadi biraz daha ileriye adım atalım ve onu biraz daha iyi tanıyalım.

Bir Başka Adım,

Bir Başka Masa

Meet your Teacher

Yogaesin Yogaankara

4.4 (16)

Recent Reviews

Şeyma

August 21, 2020

Çok güzeldi. Başta ürktüm ama sonu çok güzeldi.

More from Yogaesin Yoga

Loading...

Related Meditations

Loading...

Related Teachers

Loading...
© 2025 Yogaesin Yoga. All rights reserved. All copyright in this work remains with the original creator. No part of this material may be reproduced, distributed, or transmitted in any form or by any means, without the prior written permission of the copyright owner.

How can we help?

Sleep better
Reduce stress or anxiety
Meditation
Spirituality
Something else